17 Kasım 2011 Perşembe

sahi, SİZİN YUMURTANIZ NASILDI?

Bilge bir dede bir gün trenle gençliğinde uğradığı bir kasabadan geçmektedir. İstasyondan hareket eden trenin camından bakarken, 40 sene öncesinde bu kasabanın kahvehanesindeki sohbetini ve gençliğini yad etmektedir. Birden istasyondan bir adamın kendisine bakarak "nasıldı babalık, nasıldı?" diye bağırdığını fark eder ve hemen pencereden sarkarak "rafadandı rafadan" diye bağırır. Bilge dede bir anlam veremedikleri bu atışma sonunda; kendisine meraklı gözlerle bakan kompartımandakilere gülümser; "40 yıl önce bana yumurtamı nasıl yiyeceğimi sormuştu ve bunu 40 yıl geçse de hatırlayıp hatırlmayacağımı sormuştu." Zaman, zaman işte, ispatıya, anılarıyla, unutulmazlarıyla, zaman, zaman...


Ya bizlerin anıları? Ya sizlerin unutulmazları?...
Kimbilir neleri hatırlayabiliyoruz, ya da neleri unutmuşuzdur. Kesin olan bir şey var ki, herkes aldığı yaş kaç olursa olsun, "-benim çocukluğumda" ya da "-eskiden, biz çocukken" diye başlar anlatmaya...

Evet çocukluğumda herşey çok güzeldi. Mesela şehirde, mahallelerde gökdelenler yoktu. Mahallelerde en yüksek bina 4-5 katlı olurdu, işte bu yüzden havadaki sirkülasyon düzgün esintisini yapar sobalar yandığı halde havada kirlilik hissedilmez, mevsimler gereğini yaşatırdı. Evlerin içinde çıtır çıtır sobalar yanar, sıcacık yuvaların bacalarından mutluluk dumanları tüterdi. Yuvalar sıcacıktı, kalabalıktı. Ne bugünki gibi uzakları yakın eden, YAKINLARI UZAKLAŞTIRAN bilgisayarlar vardı. Ne telefonlar ne de televizyon vardı. Aile bireyleri ayrı ayrı odalarda değil hep bir arada otururlar, sohbet edilir, hikayeler, masallar anlatılır (varsa) bazı evlerde radyo dinlenirdi. Ajanslar çok önemliydi, radyo skeçleri neşeli, çalan oyun havaları şenlendiriciydi. Radyo tiyatroları dinleyenlere öğreticiydi, dirlik, düzen vardı, saygı vardı, sevgi vardı.


Sofra kurulduğunda bütün aile bir arada neşe içinde oturulur, bilgisayar başına, televizyonda dizi seyretmek uğruna acele edilmediğinden, evde kurumuş turşularla, ev mahsulü tarhana çorbası çalakaşık misali gülüşülerek yenirdi. Soba üstünde kızartılan dilimlerin mis kokusu ile kestane kebapın kokusu üstünlük yarışını kovalardı...

Ne sıcacık yuvalardı...


Sokaklar çocuk neşeleriyle çınlar. Seksek, istop, yakartop, tombik (dokuztaş), saklanbaç oynanır, ip atlanırdı. Akşam karanlığında sokağımızda "BOOZAAAA" sesleri yankılanır, gündüzleri çıngırağıyla dolaşan yoğurtçunun sattığı yoğurt kaymağına bayılılır, kart veya mektup getirip, güzel hatırlaşmalarda bulunduğumuz postacımızın yolu gözlenirdi.

Bak postacı geliyor,
Selam veriyor,
Herkes ona bakıyor,
Merak ediyor,

Çok teşekkür ederim postacı sana,
Çok sevinçli haberler getirdin bana.

Bugün bu kadar olsun darılmayınız
Yarın gene gelirim HOŞ-ÇA-KA-LI-NIZ...

Ne güzeldi...

Sahi !!! Sizin yumurtanız nasıldı ?....................:))

5 Yorum:

saat: 18 Kasım 2011 12:21 , Blogger nejat dedi ki...

Harika bir yazı. Adeta olayın içine girdim, çok beğendim ve etkilendim.
Çok teşekkürler Hanife ablacım yüreğine sağlık...

 
saat: 19 Kasım 2011 09:32 , Anonymous ferda dedi ki...

harika.keşke çocuklarımız bu tatları yaşayabilseydi.Koskoca sanal yalnızlar ordusu.Keyifsiz,tatminsiz,boş birşeyler var ama dolduramıyorlar bi türlü:(

 
saat: 20 Kasım 2011 11:16 , Anonymous Adsız dedi ki...

Hanifecim ellerine sağlık....çok güzel günlerdi...herşey gerçekdi....çoook özlüyorum o günleri..sevgiler.....zühre...

 
saat: 24 Kasım 2011 11:35 , Anonymous Adsız dedi ki...

Vildan Birinci, Ferdağ Çiftçi Yildizfer ve 2 kişi daha bunu beğendi..


Serap Alırsatar Ataman canımmm cibalilim yüregine saglık :))) gururlandım20 Kasım, 00:17 ·

Fatma Korkmaz Çelebi Evet Serapcığım ,bende okudum ve çoook beğendim Hanife hnm arkadaşımızın yazısını.Eline,diline,yüreğine sağlık demekten kendimi alamadım.20 Kasım, 13:37
Hanife Agan Pehlivanoğlu Sevgili arkadaşlarım Serapcım, Fatmacım çok teşekkürler; paylaştığım yazımı okuyup beğeninizle beni teşvik ettiğiniz için, diğer yazdıklarımı ve bundan böyle yazacaklarımı da beğeninize sunmak benim için keyif olacak.Sevgiler...20 Kasım, 14:37 ·

Medine Cüneray Musaoğlu Sevgili Hanife aynı mahallenin çocuğu vede genç kızı olduk seninle..silivri yoğurdunun kaymağı vefa bozasının lezzeti benimde dilimde hala..hep derim insanlar birgün kendi hayatlarının romanlarını yazmalı diye...senin başlamış olman çok ama çok sevindirdi beni...yeni yazılarını merakla bekliyor olacağım canım sevgiyle kal..Bu arada ben yumurtayı kayısı severim aklında olsun olaki kahvaltıya misafir olurum belki....20 Kasım, 15:11 ·

İnci Dizer Pakyuva Hanifeciğim,Humanist düşüncelerdeki yazılarını çok beğendim.Sende bu yazma isteği çok eskilerden beri vardı.Ne güzel fırsatını bulup bizlerle paylaşma imkanını yarattın.Sana başarılar diliyor sevgilerimi gönderiyorum.20 Kasım, 19:29

Hanife Agan Pehlivanoğlu ‎Medine cim Kayısı yumurtan herzaman için hazır olacak,İster İstanbul'a geldiğinde, ister Saros da başım üstünde yerin var. Teşekkür ediyorum canım; bir gün de bizim şehsadebaşı, laleli vefa ve cibaliyi anlatmalıyımı getirdin aklıma,tabiiki vefe bozasını da :)).Sizlerin beğenileri beni teşvik ediyor iyiki varsınız çok teşekkürler.Sevgiyle kal...20 Kasım, 21:44 ·

Hanife Agan Pehlivanoğlu ‎İnci ablam benim :)) Çook teşekkür ediyorum, benden de sana kulaçlar dolusu sevgiler...20 Kasım, 21:48 ·

Arife Dogan Altinorak Sevgili Hanifecigim güzel yazilarini okudum,beni cocukluguma götürdün.Tesekkürler canim arkadasim.Sevgiler20 Kasım, 22:00 ·

Hanife Agan Pehlivanoğlu ‎Arife cim canım arkadaşım çook teşekkür ediyorum, Allah bizi ayırmasın yumurtalarımızı hep birlikte yiyelim. Saros da kahvaltıyı özledim...:))20 Kasım, 22:09 ·

Arife Dogan Altinorak bende özledim bendeeeeee resmin var suan alimeeeeeeeeeeeeeeee20 Kasım, 22:16 ·
Vildan Birinci Hanifeciğim hepsi çok güzel ama,"anneler gününün ardından" ve "seni özleyeceğiz" yorgun gönlümün sağlam kalabilen tellerini titretip durdu.Yüreğine, kalemine sağlık.."Hayatımın içinden" adıyla kitaplaştırabilirsin..öptüm canım..♥ ♥ ♥

Fatma Sagmal Hanifeciğim kutlarım.Okumuştum senin yazdığını öğrenince tekrar okudum.Gerçekten çok güzel .Şimdi Medine den de bekliyorum.Mutlaka çok güzel eser çıkacak.

Hanife Agan Pehlivanoğlu ‎Vildan cığım Çok teşekkürler.içimdeki arzumun nasılda tercümanı olmuşsun,hep bir kitap yazmak arzusundayım,inşallah yakın bir yıl içinde bir kitap yazmak istiyorum,ayrıca bloğumdaki yazılarımın da bir toplamasını kitaplaştırmak istiyorum,i...nşallah nasib olur"Hayatımın içinden" ismi beni heyecenlandırdı,duygulandırdı,sana ve diğer güzel yorumlarıyla beni yüreklendiren tüm arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler, Hepinizi çok seviyorum. İyiki varsınız.Sevgiler.

Hanife Agan Pehlivanoğlu Fatmacım çok teşekkürler,bu güzel dönüşlriniz beni daha da yüreklendiriyor,iyiki varsınız, sevgiler.

 
saat: 29 Kasım 2011 11:48 , Anonymous Adsız dedi ki...

Hilal Orhan Hilal Orhanhilbentli@hotmail.com

benim yumurtam "kayısı gibiydi"

cok hos bir sekilde eskiye goturdun. eline saglik

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa