1 Ocak 2015 Perşembe

HESABI CİVCİV ÖDEDİ... :)



                           İşte bir yıl daha geçti gitti yaşantımızdan. Yıl oldu, 2015, bu gün ocak 1. Söyle bir geriye baktığımda, gülümseyebildiğim çok anım var aslında. Galiba insan olmanın güzelliklerinden biri de yaşadıklarımızın üzerimizde bıraktığı güzel duygular, bizi gülümseten güzel özlemler. Keşke bizi üzen, inciten, kıran zamanları, içimizi acıtan olayları hatırlamamak gibi bir verimiz olabilseydi... Hep güzelliklerde, hep bizi mutlu ve neşeli kılan güzel anılarda kalabilseydik...Neyse böyle bir şey yok ve olmayacak ta, galiba bu da yaşanmışlığın tuzu biberi. İşte hayat böyle bir şey.
                           Yıl 1964-1965 Fatih İlkokulunda  okuyordum. Okul İstanbul'un Avrupa yakasında Fatih Camiinin hemen avlu girişinin sokak başında, eski, heybetli ve güzel bir bina. Öğretmenim harika bir insan, çok iyi bir öğretmen Kamuran Sönmez ( şu anki değerlendirmemle de aynı). tabii müfredat da tam birey yetiştirme ve bir çok beceri kazandırmaya yönelik. Aaaa o zamanlarda nasıl özel ders verebilirim derdi de yoktu öğretmenlerin, bütün eğitimcilik sınıfta olurdu. Neyse o günlerin eğitiminden bir başka zamanda bahsederim elbette...
                           Okulum Fatih otobüs durağının karşı köşesinde ve yüksekte bir bina. Okula gitmek için durağın karşısındaki yokuşu yürümemiz gerekiyor. Yokuşun hemen hemen ortasında yolun sağ tarafında bir tatlıcı var. Tarihi Fatih Sarmacısı...Yıllar nasıl da koşarak geçiyor, ben bu geçen yıllar çerçevesinde tatlıcıyı aklımda flulaştırmışım :)
                          Okullar bitti ve çalışma hayatına başladım. birkaç sene sonra tahminimce 1976-1977
yıları gibi arkadaşlarımdan biri, Fatihe gidip fatih sarması yemeyi teklif etti ve biz 7-8 kişi Fatih'e Fatih Sarmacısına gittik. tatlı muhteşem görünüyor, iki parmağım kalınlığında kocaman dilim tatlılar elimize verildi ve keyif içinde gülüşerek gırgır şamata tatlıları mideye indirdik, Sıra hesap ödemeye geldi, tatlıları bize veren sahibi " borcunuz yok hesabınız ödendi" dedi biz şaşırarak birbirimize bakıştık yooo hiç birimiz hesap ödememişti, sorduk" nasıl olur kim ödedi?"
                          Tatlıcı " hesabı CİVCİV ÖDEDİ" deyince daha bir şaşırdık! "civciv mi?"
                          Sonra bana dönerek ve parmağıyla okulu işaret ederek;
                          -"sen bu okulda okudun değil mi?" dedi
                          şaşırarak eveet dedim.
                          - " hatırlıyormusun? bu okulda okurken bir civciv yapmıştın ve ben senden o civcivi isteyip sonra da senelerce bu vitrinimde sergilemiştim" deyince;
                          Bir anda ilkokul 5. sınıfa gidiverdim.
                          Evet 5. sınıftaydım, ve iş bilgisi dersimizde, takribi 30x30 bir karton üzerine yeşil tonlarda yünlerden yapıştırarak çimen yapmış, aralarını mantarlarla süslemiş, ortasına da, sapsarı bir civciv oturtmuştum.. Civcivi de, gene sarı yünlerden kese kese yumurta üzerine yapıştırmış ponpondan da başını yapmıştım kara gözleri, turuncu  gagasıyla çok güzel bir civciv olmuştu. Okul dönüşü, elimde büyük itina ile taşıdığım civcivimle tatlıcının önünden yürürken, kapıda duran sahibi;
                          -"o civcivi bana verirmisin vitrine koyayım" dedi,
                          Ben de " tabii veririm amca, ama yarın not alim ondan sonra size getiririm" cevabını vermiş, ertesi günü notumu aldıktan sonra, koşa koşa gidip civcivimi tatlıcı amcaya hediye etmiştim.. sonra senelerce o civciv, o vitrini süslemişti. En son gördüğümde  sarı civciv güneşten solmuş acık ta tozlanmanın etkisiyle olsa gerek grimsi olmuştu. :) Tatlıcının:
                          -" Evet işte o civciv sizin tatlıların hesabını ödedi" sözleriyle bir anda hayalimden çıkıverip oraya döndüm sanki :)..... Bu cevaba hemen itiraz etmiştim ve yanımdaki arkadaşlarımın da itirazları, civcivin gücünü kıramamış, itirazlarımız ve ricalarımız geçerli olmamıştı ve biz o gün tatlılarımızı  yumurtadan civcivin sayesinde Fatih Sarmacısının sahibinin elleriyle ikramı olarak yemiştik :))
                          Bu güzel anım sık sık aklıma geldiğinde tatlı bir tebessümle o günleri anar sonra da ; rahmetli tatlıcı amcaya dua okurum. Şimdilerde 3. nesil hala aynı yerde tatlıları yapıyorlar. Fatih'e yolunuz düşerse aynı adreste Fatih Sarması tatlısını alabilir veya orada keyifle yiyebilirsiniz...Hanife Agan Pehlivanoğlu.

Etiketler:

2 Yorum:

saat: 12 Ocak 2015 13:52 , Blogger hanife dedi ki...



RE: HanifeninKalemi- Hanife Agan Pehlivanoğlu
Hanife Erdogan 03.01.2015 Bu iletiyi gelen kutunun en üstünde tut
Kime: hanife pehlivanoğlu

merhaba hanife hanım
hikayeniz çok güzel. benim yolum düşer mi bilemem ama gitmeği çok isterim.

 
saat: 12 Ocak 2015 13:54 , Blogger hanife dedi ki...

Adaşım bir gün beraber gidelim :)

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa