27 Haziran 2014 Cuma

Çocukluğumun RAMAZAN'larını ÖZLEDİM




Çocukluğumun Ramazan'larını özledim.
Sade, 
gösterişsiz, 
gizli yardımlaşma içinde,
evlerde neşe içinde, mütevazı iftar sofralarını
sessiz ibadet ile,.....
.Hatırlıyorum da :

             İftar sonrası abdest alır, koşturarak arka camiye giderdik. Fatih - Kız taşında, Dülgerzade camii. Nur içinde yatsın.Bir imamı vardı, muhteşem bir din adamıydı. verdiği vaazlar dinlenir cinsten, güzel öğütler içeren, doğruya, doğruluğa yönlendiren ve tabii ki politik olmayan cinsten..Öyle güzel okurdu ki duaları, hafif kısık sesi ile (mikrafonsuz) o kadar güzel anlatırdı ki; güzel olmayı, ve dinimizin faziletlerini,  Bazen sokakta oyun oynarken bile oyunumuzu keser koşarak şadırvanda abdest alıp yalın ayak koşardık öğlen- ikindi namazlarına :). talimat alıp zorlandığımız için değil içimizden geldiği orayı sıcak bir  yuva gibi gördüğümüz için. çünkü laz hoca; biz çocuklarla çok güzel sohbet ederdi, her telden, ve gülen yüzüyle.
                
             İlk okul 3. sınıfta oruç tutardım ve beslenme saatinde hemen ayağa kalkar "öğretmenim sütü almaya gidebilirmiyim" diye sorar okulumuzda dağıtılan süt-ayran  güğümünü almaya gider, onu arkadaşlarımın bardaklarına dağıtırken öğretmenimin oruçlu olduğumu anlamamasını sağlardım. Çünkü o güzel öğretmenim bizim o yaşlarda beslenmemiz gerektiği ve daha büyüdüğümüzde oruç tutmamızın daha doğru olacağını anlatırdı. Aslında çok da doğruydu.
Ben de kızım küçükken oruç tutmak istediğinde ona" çocukların günde 2 defa oruç tutabileceğini; (Sabah- Öğlen  ve Öğlen- İftar) anlatırdım. ve bizden fazla oruç tutuyor diye sevinir keyifle niyet eder. keyifle niyet açardı. :) Yıllar neden koşarak gider ki ?

             Evet çocukluğumun Ramazan aylarını, Rahmetli annemin hazırladığı katkısız turşuları, özellikle patlıcan ve lahana turşusunu, kompostoları, hoşafları, elinde açarak yaptığı börekleri, koca bakır siniyi mahallenin ekmek fırınına pişirtmeye götürmeyi ve piştikten sonra eve getirmeyi, o zamanların güzel ve sıkı francala ekmeklerini, miss kokan pidelerini özledim..Aaaaa bir de güzel maniler söyleyerek dolaşan davulcularımızı özledim tabii ki....Sevgili davulcu AKIM ağabey yaşıyorsan kulakların çınlasın bana ne güzel maniler söylerdin :) .

            Hele o teravih namazları... :)  Bir gece Fatih itfaiyesinin mini camisine gitmiştik arkadaşımla. Tahminim 8 yaşlarındaydım. Evet evet, o zamanlarda. bu yıllardaki gibi, kötülükler, kötü insanlar, bir çocuktan tahrik olmayı düşünecek vahşiler, tecavüzcüler, çocuk kaçıranlar yoktu. Birçok cami veya mescit de olduğu gibi, üst katta bayanlara bir bölüm vardı ve biz arkadaşımla  2. safın ortalarında durduk teravih namazına. arkamızda bir gümbürtü koptu ve çocukluk işte hemen dönüp arkamıza baktık ki ne görelim. hemen arkamızdaki kadıncağız boylu boyunca yere serilmiş yatıyor biz tabii korkuyla bağırarak yanımızdaki kadınların önüne kaçtık ve üst kattaki teravih namazı sonlandı kadınlar yerdekiyle uğraşmaya başladılar. zavallının epilepsi (sara) rahatsızlığı varmış ve krize girmiş. bu anımızı gülümseyerek yad ederim aklıma geldikçe.
            
            Eskiden evlerdeki halılar camilere verilirdi. O halılar her sene yaz aylarında caminin avlusunda yıkanır, güneşte kurutulur  ve sık sık güneşe çıkarılıp havalandırılırdı. temizdi halılar. Şimdilerde ise aynı şeyi düşünmüyorum maalesef. Evet halılar duvardan duvara,  desenler seccade seccade de, üzülerek düşüncemi de söylemeden geçemeyeceğim. Etekler, yerleri, merdivenleri, sokakları süpürür cinsten olduğu için, işte camilerdeki görseli güzel halıların secde etmek için temiz olmadığını düşünüyorum maalesef.
       
       Artık yaşlar ilerledi ise, tabii ki hastalıklar da çoğaldı. Ramazan ayı her sene gelir de, siz bir daha dünyaya gelmezsiniz sevgili dostlar. :( Ramazan inmesi'ni unutmayım lütfen. Elbette dinimizin vecibelerini yerine getirelim de elverdiğimiz ölçülerde...Tansiyon, Şeker (diyabet), kalp rahatsızlığı, böbrek sorununuz  gibi ciddiyeti tehlikeli boyutta olanlar; ve gün içinde ilaç kullanması gerekenler ve bol su içme zorunluluğu olanlar kendilerini bir kez daha gözden geçirmeliler diye hatırlatma yapmak istiyorum... Bu, sizin yaşantınız, sağlığınız hakkında karar vermektir. Sadece ibadet etmek değil. her bir organınıza ve size emanet olan bedeninize, sizi sevenlere, ailenize karşı sorumluluğunuz  var unutmayın. Hele hele bu çok sıcaklarda...

             Sağlıklı, sıhhatli, hayırlı bir RAMAZAN diliyorum. sevgiler... Hanife.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa